5 Ekim 2016 Çarşamba

UYKU... KİMİN SORUNU?

Nihayet dün Ahmet Tarık'ı bütün gün uyutmayıp, akşam da saat 21:30'da uyutmayı başardım. Hem sabah da saat 09:00'da uyandı. Böyle bir uyku düzeni tutturmak ne güzel olur. Gel gelelim Mehmet Yavuz'un uyku düzenine. Onun ki tam bir karmaşa. Ne gece uykusu düzenli ne de gündüz uykusu... Bir kere gündüz uykuları hala bire inemedi. Bir defa öğle üzeri; bir defa da öğleden sonra uyuyor. Hal böyle olunca akşam da 22:00'den sonra uyuyor. Gece de rahat bir uyku çekmediğinden sabah kahvaltısından sonra bir huysuzlaşıyor, bir huysuzlaşıyor; gel de uyutma. Mecburen 11:00-11:30 gibi tekrar uykuya geçiyor. Bir, bir buçuk saat uyuyup, uyanıyor. Şöyle ki, bu uykusu abisinin gürültüsü nedeniyle bozulmuşsa kazara; alın size tadından yenmez bir Mehmet Yavuz. O yüzden bazen Ahmet Tarık'ı alıp dışarı çıkarıyorum ki paşam rahat bir uyku çeksin de sonra şeker gibi bir adam olsun. Ancak kendisine bu uyku da yetmiyor. Öğle yemeği idi, oyundu vs. derken saat 17:30-18:00 gibi bir ağlama krizleri, kendine geriye atmalar filan başlıyor. O zaman haydi sakinleştirici mucizemiz anne sütüne... Sonrası malum... Mışıl mışıl bir uyku...
Ama akşam benim dizim vardı; artık şu kitabı bitirmek istiyordum; tezime çalışacaktım gibi hayaller yalan olur; beklenmedik, sürpriz bir ana kalır. O an da öyle beklenmedik, öyle sürpriz zamanda gelir ki, insan o zaman da ne yapacağını şaşırır. 
Gel gelelim, Mehmet Yavuz'un gece uykularının bu kadar rahatsız, bu kadar bölünmüş olduğu sorununa. Bir kere anne sütünü almaya devam ettiği için sık sık emmek için kalkıyor. Anne sütünü bırakmak için henüz erken olduğuna göre, en iyisi uyku öncesi iyice doyurmak. Bu bir nebze olsun sık sık bölünen uykusuna bir çare olabilir. İkincisi emmek için kalktığında, annesinin yatağına geçiyor ve annesi de üşendiğinden bir daha onu yatağına yatırmıyor. Sonra onun ağlama sesini duyan abisi de hop annesinin, babasının yanına gelince iki kişilik yatak epeyce kalabalıklaşıyor. Hal böyle olunca Mehmet Yavuz için konforlu uyumak söz konusu olmuyor. Bu durumda sık sık uyanmaya; uyanınca da emmeye devam ediyor. Bu arada Ahmet Tarık konfor monfor dinlemiyor; her hal ve şartta deliksiz uykusuna devam ediyor.
İşte bizim de bazen rahatsız olduğumuz ama değiştirmeye üşendiğimiz davranışlarımız olabiliyor. Sorun da zaten değiştirmeye üşendiğimiz bu davranışlarımızdan kaynaklanıyor. Sonra da bu çocuklar niye böyle deyip duruyoruz. Önce sen bir kendine baksana arkadaşım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder