Hep deriz ya "ne çabuk 1 yıl oldu, ne çabuk büyüdü, ne çabuk geçti zaman vs." . İşte şimdi ben de diyorum ki "Ne çabuk iki yaşında oldun sen, daha dün beklerken doğmanı sabırsızca..". Ahmet Tarık'ın iki yaşını karşılarken bu günlerde, ona ilk göz ağrım sıfatını yakıştırır oldum. Her bekleyiş bir diğerinden farklıdır ancak aynı duyguları hissettirir yine de. İlk göz ağrısının bekleyişi unutulmaz iken ikincinin dinginliğin de, ruhuna inen sekine halinde dinlenirsin hatırlarken bile o günlerini.
İlk göz ağrımı yazarken benim canım oğlum yıllar sonra bu satırları okurken taze taze hissetsin istedim bugünkü duygularımı. Annesinin otuz yaşının hisseyatının sindiği cümleleri o da kendi otuz yaşını yaşarken duysun istedim.
Annesi gibi aceleci, annesi gibi kararsız benim canım oğlum acele edip dünyaya gelmeye karar verdiğinde, sonra da vazgeçtiğinden bir türlü gelmek bilmediğinde bana unutulmaz acılar çektirip sonunda kucağıma verdiklerinde bu minik, çizgi film karakteri gibi şey benim oğlum mu şimdi demiştim. Başında kukulatesiyle bir virgülü andırıyordu. Dolayısıyla çok sevimli bir şeydi. Bu minik virgülü geçmek bilmeyen sarılığı yüzünden kuvöze koyduklarında duvarlara vurarak ağladığımı hatırlıyorum da gerçekten bir anne için çocuğunun saçının teline zarar gelse kıyametleri kopartacak bir yüreğe sahip olmasını daha iyi anlıyorum. O yüzden Allah hiçbir anneyi evladının sağlığı ile imtihan etmesin diliyorum.
Benim canım oğlum sen bizim için ilklerin küçük adamısın. İlk senin gülüşüne şahitlik ettik. İlk senin emeklemeni bekledik sonra ansızın gelen ilk adımlarını gördük. İlk kelimelerinle, ilk cümlelerinle bize muhteşem heyecanlar yaşattın. Sonra sen benim arkadaşım oldun. Ev, küçük bir bebek olarak kardeşin için daha güvenli iken, sen benimle ileride kardeşine de rehberlik etmek için dünyayı keşfe çıktın. Ne kadar uyumlusun ki seninle gezmek, dolaşmak hiç sorun olmadı benim için. Bir de güleryüzün var ki herkesi sana hayran bırakan, hiç solmasın dileğim..
Düştüğünde ağlamadan kalkıp yoluna devam eden, içinde bitmeyen ve hiç bitmemesini dilediğim merak duygusuyla dünyayı keşfetmeye çalışan, konuşmaya başlamasıyla birlikte kocaman bir hayal gücüne sahip olduğuna şahitlik ettiğim benim küçük kahramanım iyi ki doğmuş..
Benim canım oğlum sen bizim için ilklerin küçük adamısın. İlk senin gülüşüne şahitlik ettik. İlk senin emeklemeni bekledik sonra ansızın gelen ilk adımlarını gördük. İlk kelimelerinle, ilk cümlelerinle bize muhteşem heyecanlar yaşattın. Sonra sen benim arkadaşım oldun. Ev, küçük bir bebek olarak kardeşin için daha güvenli iken, sen benimle ileride kardeşine de rehberlik etmek için dünyayı keşfe çıktın. Ne kadar uyumlusun ki seninle gezmek, dolaşmak hiç sorun olmadı benim için. Bir de güleryüzün var ki herkesi sana hayran bırakan, hiç solmasın dileğim..
Düştüğünde ağlamadan kalkıp yoluna devam eden, içinde bitmeyen ve hiç bitmemesini dilediğim merak duygusuyla dünyayı keşfetmeye çalışan, konuşmaya başlamasıyla birlikte kocaman bir hayal gücüne sahip olduğuna şahitlik ettiğim benim küçük kahramanım iyi ki doğmuş..